Hisse Senedi Yatırım Planlarında Öngörülmedik Rota: Duygusal Korsanlık
- ekonomi yazıları
- 28 Nis 2019
- 2 dakikada okunur

1963 yılında Martin Luther King Jr.'ın Washington'daki insan hakları yürüyüşünde "Bir Hayalim Var" diye başlayan konuşmasını yaptığı gününün akşamıydı. Aynı gün eroin parası bulmak için yüzden fazla ev soymuş ve şartlı tahliye ile salınmış hırsız Richard Robles bir eve daha girmeye karar vermişti. O gün girdiği evde, Newsweek dergisinde araştırmacı olarak çalışan 21 yaşındaki Janice Wylie ve ilkokul öğretmeni 23 yaşındaki Emily Hoffert yaşıyordu. Robles, soymak için eve girerken evde kimsenin yaşamadığını sanıyordu fakat Wylie evdeydi. Robles kızı bıçak ile tehdit ederek bağladı. Evden çıkarken Hoffert eve geldi Robles rahatça kaçabilmek için onu da bağladı.
Hikayenin devamında kadınlar bağlıyken Robles'in rahatça evi soyup sonra da kaçıp gittiği düşünülebilir fakat öyle olmadı. Robles bir gazoz şişesiyle kadınları bayıltana kadar kafalarına vurmuş daha sonra da korku nöbetiyle eline aldığı bıçakla tekrar tekrar kadınların vücutlarına saplamıştı. Robles 25 yıl sonra bu olaya baktığında, "Aklımı kaçırmıştım", "Adeta beynim patlamıştı" diyordu. Robles'in hedefinde sadece evi soymak varken Janice Wylie ona, bu suçtan yakayı sıyıramayacağını, yüzünü hatırlayıp kendisini polise yakalatacağını söyleyerek onu tehdit etmişti. Bunun üzerine bir kaç dakikalık öfke nöbeti Robles'a hiç düşünmediği şeyleri yaptırtmıştı.
Yaşanan Duygusal patlamalar sinirlerin korsanlığıdır. Korsanlık bir anda oluşur ve bu esnada düşünen beyin, yapılanın doğru bir hareket olup olmadığını bir yana bırakır. Daha ne olduğunu çözümleyemeden bir dizi tepkiler verir. Kişinin o anı atlattıktan sonra kendisinin de neye uğradığını bilmemesi korsanlık anlarının en önemli özelliğidir. Yukarıdaki olay Duygusal Korsanlığı anlatan en güçlü örneklerden biridir. İnsanlar bir gün içerisinde bu kadar ciddi sonuçlar doğuran duygusal korsanlığa maruz kalmasa bile ufak çaplı, çok fazla duygusal korsanlık saldırılarıyla karşılaşabilirler. Bu saldırıların etkisiyle karar alan insanlar, duygusal korsanlığın yarattığı sonuçların ardından; "Bunu neden yaptım", "Neden böyle bir karar aldım", "Bu kadarına gerek var mıydı"... soruları kendilerine yöneltirler. Burada sorulması gereken asıl soru nasıl bu kadar kolayca mantıksız olabildiğimizdir.
Türkiye'de uzun süredir hem ekonomik hem de siyasal anlamda oldukça fazla bilgi akışı yaşanmaktadır ve ayrıca buna bağlı olarak Türkiye piyasalarında da sürekli bir belirsizlik söz konusudur. Bu belirsizlik durumu ise piyasaların sevmediği durumlardan biridir. Çünkü güvensizliğin oluştuğu piyasada hiçbir şey net değildir. Bekleme, izleme ve gelen her haber karşısında yeni bir strateji çizebilme, böyle ortamlarda yatırımcının alacağı en doğru kararlardan bazılarıdır. Fakat bu kadar yoğun haber akışı karşısında çok fazla duygusal korsanlıkla karşı karşıya kalınır ve doğru kararlar alabilmek için normalden daha fazla dikkat etmek gerekir. Hırsla harekete geçip bir karar almadan önce, düşünülen kararın sinirsel bir alarm olup olmadığını, okunulan haberin doğru algılanıp algılanmadığını ya da bu haberin doğru yorumlanıp yorumlanmadığını cevaplamaya çalışın. Bu sorulardan birine bile cevap verebilmek, kısa süreli kararların uzun vadede meydana getireceği zararlardan bir nebze de olsa sizleri koruyabilecektir. Bunun en güzel örneklerinden biri, bilançoların açıklanmasıyla hisse senedi fiyatlarında yaşanan değişikliklerde görülebilir. Şirket iyi bir kar açıkladıktan sonra eğer hisse senedi fiyatı hızla düşmeye başlarsa ''Beklenti bitti'', eğer hisse senedi fiyatı hızla yükselmeye başlarsa ''Çok iyi kar açıkladı'' yorumları yapılır. Aynı olay farklı iki yorum...Bu esnada yaptığınız analize sadık mı kalacaksınız yoksa korsan saldırılarına göre mi karar vereceksiniz?
"Ellerinden geleni yapmak ile yerinde kararlar verebilmek aynı şey değildir." (Akıldışı ama Öngörülebilir)
Cemre
Not: Yukarıda ki olay ve Duygusal Korsanlık kavramı Daniel Goleman'ın Emotional Intelligence kitabından alınmıştır.
teşekkürler.