top of page
Ara
  • Yazarın fotoğrafıekonomi yazıları

Davranışlarınız mı Hisseler mi ? Borsada Umudunuzu Nerede Kaybettiniz?


“Bilinen efsaneye göre, insanoğlunu yaratan Prometheus, insanın kendini koruyabilmesi için ona ateşi armağan etmek istedi ve Tanrıların Tanrısı Zeus’un buna karşı çıkmasına rağmen ateşi insanlara armağan etti. Ateşin ve aklın insanları şımarttığını ve güçlendirdiğini gören Zeus, kendilerini Tanrılar kadar kuvvetli ve mutlu sanmaya başlayan ve o zamana kadar yalnız erkeklerden oluşan insanların başına onları güçsüz kılacak bir şey göndermek istedi. O zamana kadar ölümlü kadınlar yoktu sadece tanrıçalar vardı. Bunun üzerine Zeus, oğlu Hephaistos’ u çağırarak kil ve suyu karıştırmak suretiyle bir kadın şekillendirmesini emretti. Böylece adı Pandora olan yeryüzündeki ilk kadın yaratılmış oldu. Tanrılar ve tanrıçalar Pandora’ya birçok hediye verdi ama bu hediyeler arasında en önemli hediye Tanrıların Tanrısı Zeus tarafından Pandora’ya verilen bir kutuydu. Hikayeye göre Zeus, bu kutuyu Pandora’ya verirken bir şart söyledi, bu şarta göre Pandora dünyaya gönderilmeden önce bu kutu asla açılmamalıydı. Ancak Pandora kutuyu aldıktan sonra Zeus’un emrini unuttu ve kutunun içinde ne olduğunu merak ederek kutuyu açtı. Kutunun içinden hastalık, keder, ıstırap, yalan, riya, şehvet, özetle insanları rahatsız edecek ve felakete götürecek bütün kötülükler çıkmaya başladı. Pandora yaptığı hatayı anladı ve kutuyu hemen kapattı. Ancak kutu kapanana kadar bir kötülük dışındaki tüm kötülükler kutudan çıkmıştı. Kutuda kalan tek kötülüğün adı ise ‘Umut'tu. Pandora’nın kutusu açılmış ve insanın dostu gibi görünen yegane kötülük olan umut ise dışarıya çıkamamıştı.”


“Umut en son kötülüktür. Çünkü işkenceyi uzatır” Nietzsche


Uzun bir süredir aynı loto sayılarını seçerek loto oynadığınızı düşünün. Aradan geçen süreye rağmen hiçbir kazancınız olmamıştır. Daha sonra bir gün arkadaşınız tarafından size yeni numaralar söylenmesine rağmen siz numaraları değiştirmemeyi isteyerek ve her zamanki numaralarla oynamayı tercih ettiniz. Ancak, o hafta açıklanan loto sonuçlarına baktığınızda arkadaşınızın size önerdiği numaraların kazandığını gördünüz. Nasıl bir pişmanlık içerisinde olurdunuz? Ya da diğer ihtimali düşünürsek, numaralarınız değiştirme kararı aldınız ve sonuçlara baktığınızda o hafta uzun süredir oynadığınız fakat o hafta oynamaktan vazgeçtiğiniz numaraların lotoyu kazandığını gördünüz. Pişmanlık hissiniz ne ölçüde olurdu? Aslında teknik olarak size verilen numaralar ile sizlerin her hafta oynadığı loto numaralarının kazanma olasılığı arasında bir fark yoktur. Başka bir ifadeyle bu numaraların kazanma olasılığı eşittir. Fakat hissedilen pişmanlık duygusu aynı değildir. Eski numaralarınızı yeni numaralarla değiştirdiğinizde ortaya çıkan pişmanlık çok daha güçlüdür. İlk ihtimalde ortaya çıkan pişmanlık türü “ihmal pişmanlığı”, ikinci ihtimalde ortaya çıkan pişmanlık türü ise “eylem pişmanlığıdır”. Genel olarak ise, eylem pişmanlığı ihmal pişmanlığına oranla daha fazla acı verir.

Yatırımcıların birçoğu bu hissi, yeni bir hisse senedi alıp almamaya karar verirken sıkça yaşamaktadır. Özellikle belirli bir miktar para ile yatırım yapılmışsa, yeni bir hisse senedi ile ilgilenmeye başladığında aldığı karar sonrası bu iki pişmanlıktan birini yaşama ihtimali çok yüksektir. İki finansal ekonomist Hersh Shefrin ve Meir Statman böyle durumlarda karar almak zorunda olan yatırımcıların psikolojik davranışlarını incelemişlerdir. Araştırmalarının sonucu göstermiştir ki; yatırımcılar kazanan hisse senetlerini (yükseliş trendinde olsa bile) erkenden satıp, kaybeden hisse senetlerini uzun süre elde tutma eğilimindedirler. Shefrin ve Statman bu durumu “yatkınlık etkisi” olarak adlandırmaktadır. Buna göre, yatırımcılar kazançlı olduğu hisse senetlerini en kısa sürede elinden çıkartarak gurur duyma hissini yaşamak istiyorlar. Fakat zararda olunan hisse senedi için durum farklıdır. Zarar, yatırımcıda pişmanlık hissi yaratmaktadır. Bu histen dolayı, çoğu zaman yatırımcı hatalı karar vermiş olabileceğini düşünmek istememektedir. Bu yüzden de, zararda olduğu hisse senedinin düşündüğü fiyata geleceğini umut ederek, uzun süre o hisseyi portföyünde taşımaya devam etme eğilimi gösterir.

Oysaki, kâr etmeye devam ettiği hisse senedini portföyden çıkarma, buna karşın zarar eden hisse senedinin uzun süre portföyde beklemesi ise yatırımcı için düşünüldüğünden daha fazla bir zarar oluşturmaktadır. Böyle bir ortamda yatırımcılar, zararda oldukları hisse senetleri ile ilgili duydukları olumsuz haberleri bile görmezden gelebilmektedirler. Kaybettiren hisse senedini görmezden gelme eylemsizliği ise belli bir süre sonra “duygusal batık” olmaya başlar ve oluşan zararın yanında yatırımcıya duygusal batık maliyeti de yaratmış olur. Bu durum sadece bireysel yatırımcılarda görünen bir durum değildir. Büyük yatırım şirketlerinde çalışan yatırım uzmanlarında ve portföy yöneticilerinde de yaşanmaktadır. Eğer yapılan yatırımda duygusal batık haline girilmişse, objektif yorum yapabilecek birisinden yardım alınılması gerekilebilir. Ya da belli bir süreliğine de olsa, piyasadan biraz uzaklaşmak ve içine girilen bu girdaba biraz uzaktan bakmak biraz daha yardımcı olabilecek bir davranış olabilir.


Bir yatırımcı için de hisse senedi pandoranın kutusu gibidir. Doğru zamanda hisse senedine doğru işlem yapılmadığı durumda, keder, ıstırap ve şehvet ortaya çıkabilir. Bunun nedeni, mitde de olduğu gibi planlanandan sapmak olarak düşünülebilir. Doğru zamanda, satılmayan bir hisse yalancı bir mutluluğa neden olurken, zarar ettiği halde satılmayan bir hisse, yatırımcı için önüne geçemeyeceği bir özgüvensizliğe neden olabilmektedir. Gerçek umut ise, planlanandan önce satılan hissenin artık getiremeyeceği karda, henüz satılmayan ve zarar eden hissenin ise satılmadıkça kaybedilen kazancında saklı kalmıştır.



“Ellerinden geleni yapmak ile yerinde kararlar verebilmek aynı şey değildir.” Dan Ariely


Cemre



904 görüntüleme1 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
Unknown Track - Unknown Artist
00:00 / 00:00
bottom of page