top of page
Ara
  • Yazarın fotoğrafıekonomi yazıları

BİR KELEBEK KANAT ÇIRPAR VE BAŞLAR PİYASADAKİ KAOS...

Güncelleme tarihi: 17 Ağu 2020



“Paris’te bir kadın alışverişe gidiyordu. Ama mantosunu unuttuğu için onu almak üzere geri döndü. Mantosunu aldığında telefon çaldı, durup açtı ve birkaç dakika konuştu. Kadın telefonla konuşurken Daisy, Paris opera binasında gösteri için prova yapıyordu. O prova yaparken kadın telefonunu kapatıp dışarıya çıkarak taksiye bindi. Önceki müşterisini bırakan taksi şoförü bir fincan kahve için mola vermişti. Bütün bunlar Daisy prova yaparken oldu. Önceki müşterisini bıraktıktan sonra kahve molası veren taksi şoförü şimdi bir önceki taksiyi kaçıran, alışverişe giden kadını almıştı. Taksi, saatini kurmayı unuttuğu için işe gitmek üzere evden her zamankinden 5 dakika geç çıkan adam karşıdan karşıya geçtiği için durmak zorunda kaldı. İşe geç kalan adam karşıdan karşıya geçerken Daisy provasını bitirip duşa girmişti. Daisy duş alırken, taksi de kadını, tezgahtar kızın erkek arkadaşından ayrıldığı için hazırlamayı unuttuğu paketi almak için binanın önünde bekliyordu. Paket hazır olduğunda taksiye dönen kadının önüne bir kamyon çıkmıştı. Bu sırada Daisy giyiniyordu. Kamyon yoldan çekildiğinde taksi harekete geçti. Bu sırada Daisy giyinmiş ayakkabı bağı çözülen bir arkadaşını bekliyordu. Taksi trafik ışıklarında durduğunda Daisy ve arkadaşı opera binasının arka kapısına çıktı… Sadece bir şey farklı olsaydı, o ayakkabı bağı çözülmeseydi, o kamyon daha önce geçseydi, ya da o paket hazır olsaydı, ya da adam saatini kurup 5 dakika önce kalksaydı ya da taksi şoförü kahve molası vermeseydi ya da kadın mantosunu unutmasaydı ve bir önceki taksiye binseydi Daisy ve arkadaşı karşıdan karşıya geçerken takside onları geçip gidecekti. Ama hayat kişinin kontrol edemediği yaşamların ve olayların kesişiminden ibarettir. Bazen çarpışma noktasındayızdır ama farkına varmayız. Tesadüfen ya da bilerek ayarlanmış da olsa bu konuda yapabileceğimiz bir şey yoktur. O taksi geçip gitmedi ve taksi Daisy’e çarptı.”



Eğer F. Scott Fitzgerald’ın 1922 yılında yayınlanan kısa bir öyküden uyarlanarak 2008 yılı yapımı Benjamin Button’un Tuhaf Hikâyesini izlediyseniz yukarıdaki hikâyeyi hatırlayacaksınız. Bu öykü senarist Eric Roth tarafından “kader” olarak tanımlanmıştır. 1963 yılında ise bu duruma, Matematikçi Edward N. Lorenz tarafından kelebek etkisi denmiştir.


Kelebek… Uzak Doğu’ya gittiğinizde gençlik ve dinamizmi simgeler. Japonya’da “gecenin kelebekleri” anlamına gelen ve bir sanat olan Geyşa anlamında kullanılır. Simya biliminde, insanın yerde sürünen bir tırtıl iken göğe kanat açabilecek güce sahip olduğunu göstermek için kullanılırken, Hristiyanlıkta Cennet bahçesindeki Adem’in ruhunun, öldükten sonra yeniden doğmanın simgesidir. Antik Yunan’da kelebeğin iyileştirici etkisi olduğuna inanırlarken ayrıca zihin ve ruhun bir simgesidir. Kelebeğin simgelediği tüm anlamlar önemlidir ancak en önemli anlamlardan biri ise değişimdir. Çünkü Antik Yunan’da Aşk Tanrısı Eros ’un sevdiği ve Haz’ın annesi olan Psyche’dir kelebek. Psyche, Eros için değişmiş olgunlaşmıştır. Bu yüzden de kelebekte zorluklar karşısında insanın dönüşümünü, değişimini simgelemektedir. Hava durumları hesaplamaları yapan ve kelebek etkisi terimini bize kazandıran Edward N. Lorenz’e göre ise kelebek, Amazon Ormanında kanat çırpmasının ABD’de fırtınaya neden olabilecek etkiye sahip güçtedir.


Kelebeğin kanat çırpışının yarattığı fırtına ise kaos olup hayata yansımaktadır. Kaos terimi 20. yy başlarında Henri Poincare tarafından kullanılmış bir terim olup halk arasında karmaşıklık, düzensizlik, belirsizlik gibi anlamları çağrıştırmaktadır. Ancak bilimde kaos ise; “düzensizliğin içindeki düzen” anlamında kullanılmaktadır. Kelebeğin kanat çırpışı kaosa sebep verdiği için de Kaos Teorisi ve Kelebek Teorisi genellikle birlikte bahsedilmektedir. Kelebek Teorisine göre; bir sistemin başlangıç verilerindeki küçük değişiklikler büyük ve öngörülemez sonuçlar doğurabilmektedir. Kaos Teorisine göre ise, rastgele ya da düzensiz görünen olayların aslında milyonlarca sebeple bir araya gelerek oluşturduğu bir düzendir. Kaos teorisinin en önemli özelliği kestirilemez oluşurdur. Ayrıca kaos teorisine göre; sistemler ne kadar iyi modellenmiş olsa bile ufak da olsa mutlaka bir hata olacaktır. Kısaca; Kaos Teorisi, domino taşlarının yıkılışındaki süreci anlatırken kelebek etkisi ise domino taşlarının yıkışını başlatacak olan ilk taşa yapılan ufak dokunuşu anlatır.

Ekonominin en önemli balonlardan biri olan Lale Soğanını hatırlayın. Şu anda Lale soğanı hayatınızda ne kadar önemli? Ya da bir yerlerde karşılaştığınız lalenin, yıllar önce insan hayatının sonlanmasına sebep olabilecek bir bitki olduğunu hayal edebiliyor musunuz? Osmanlı Devleti çöküşünü yaşarken yetiştirdiği Lale soğanlarının, Avrupa’da tanınarak 1637 yılında Hollanda’da büyük bir krize yol açacağını ve aradan yıllar geçtikten sonra bile ekonomi kitaplarında ekonomideki en büyük çılgınlıklardan biri olarak yer bulacağını o dönemde kim bilebilirdi ki? Ya da 1997 yılındaki Asya Krizi. Bazı araştırmalar gösteriyor ki 2008 yılında Amerika’daki Emlak krizinin sebeplerinden biri 1997 yılındaki Asya Krizidir. Bu örnekler ekonomide yaşanmış olan Kelebek Teorisi ve Kaos Teorisinin örneklerinden sadece bazılarıdır. Para piyasalarında meydana gelen ufak bir olay ekonomide uzun ve derin krizlere yol açabilmektedir. Bunun en yakın örneklerinden birini görmek için çok fazla uzağa gitmeye de gerek yoktur. Şu anda da Çin’deki bir yarasa ABD’deki ekonomiyi sarsmaktadır.


2015 yılında Mehmet KAHYAOĞLU ve Süleyman İÇ tarafından 68 bireysel yatırımcının 2009-2011 dönemleri arasında gerçek alım-satım verilerini incelenmiş ve yatırımcıların işlem hacimlerinin korelasyonlarına bakılmıştır. Kahyaoğlu ve İç’e göre; günümüz teknolojisinin ulaştığı seviyede milyonlarca yatırımcı farklı dinamiklerle –gelir grupları, yaş grupları, kültürler ve meslekler- alım satım işlemi yapmaktadır. Bu alım-satım işlemlerinin bu kadar farklı dinamiklere sahip olması ve piyasanın sürekli değişen bir bilgi akışına maruz kalıyor olması piyasayı karmaşık bir yapı içerisine sokmaktadır. Piyasa karmaşık bir yapıya sahip olsa bile farklı güdülere sahip olan her bir yatırımcı piyasada farklı davranışlar sergilese bile yatırımcıların aldıkları pozisyonlar birbirlerinden etkilenmektedir. Yatırımcı pozisyonlarının belli bir süre sonra birbirlerinden etkileniyor olmaları ise piyasada en fazla hatalı kararlar verilebilecek fiyat köpüklerini veya fiyat çöküşlerini ortaya çıkarmaktadır. 1929 yılında Wall Street’in iflasının nedenlerinden biri 1920’li yıllarda yatırımcıların bireysel aldığı kararların birbirlerini etkilemesi olmuştur. 1920’li yılların sonunda hisse satın almak isteyen birçok kişi dolaşımda o kadar para bulunmamasına rağmen 8,5 milyar dolarlık borçlara sebep oldu. 24 Ekim 1929 tarihinde ise başlayacak kaosun etkileri tetiklendi ve yatırımcılar panik halinde taşıdıkları hisse senetlerini satmaya başladılar. Bu o kadar kuvvetli bir satış etkisine sebep oldu ki 24 Ekim haftasında piyasadaki değer kayıpları 30 milyar dolara ulaştı. Bu rakam ABD'nin Birinci Dünya Savaşında harcamış olduğu rakamdan daha yüksek bir rakamdı. Bu krizde de görüldüğü üzere bireysel pozisyonlarda meydana gelen değişiklikler zaman içerisinde genele yayılabiliyor ve hisse senedi fiyatlarının yeniden oluşmasına neden olup derin krizler ortaya çıkartabiliyor. Hisse senetleri piyasasında işlem yaparken, piyasadaki haber akışlarını ve fiyatlarda meydana gelen değişimi iyi okuyabilmek gerekmektedir. Çünkü iyi okuyabildiğiniz alt başlıklar sizlere karşılaştığınız hızlı fiyat hareketlerinin sadece anlık bir şey mi yoksa değişim için kelebeğin kanat çırpışı mı olduğunu gösterecektir.


Dünyadaki bütün bir işleyiş, bütün bu ilişki biçimlerinin sürekli etkileşimi içinde oluşuyor. Kuşkusuz, bu etkiden ekonomi ve borsa da payını alırken, aynı etki yatırımcıların kararlarını da etkiliyor. İşte bir ilişki daha burada ortaya çıkıyor. Etkilenmiş borsa ve etkilenmiş yatırımcının ilişkisinden doğan etkilenmiş bir borsa işlemi. Şu an için bu durumun önlemez olduğu ve önüne geçmenin boşa bir çaba olacağı düşünülebilir. Oysa bu sürekli etkilenme durumu, hayattaki ilişkiselliğin bir parçası olarak kavradığımız zaman bu ilişkileri anlamak ve yatırımcının kendi dürtülerini tanıması borsada yapılan işlemin kontrollü bir şekilde yapılmasına neden olabilir. Kendi üzerinizdeki etkilerin farkındalığı, borsa üzerindeki etkilerin farkındalığı, etkilerin ve riskin farkında olunabilinen bir borsa işlemi oluşturacaktır.


Emile Zola’nın dediği gibi; Her şey birbirine bağlı azizim, dünyanın bir ucundaki sarsıntı bütün dünyayı etkiliyor. Bu yüzden ekonomi masasının ayaklarından birinde (kamu kesimi, reel kesim, dış ödemeler dengesi, finansal piyasalar) meydana gelen bir birimlik değişiklik masanın tüm dengesini bozabilmektedir. Bu denge bozukluğunun oluşturacağı kaos maaşlarımızı döviz olarak alsak da almasak da, harcamalarımızı döviz ile yapsak da yapmasak da bizleri, bizlerin hayat kalitesini, bizlerin alım gücünü etkileyecektir.


Kelebek, değişimin en önemli simgesinden biri olmuş ve günümüzde olmaya da devam etmektedir. Bu yüzden de bir kelebek kanat çırptığında dünyada değişim kaçınılmaz olacaktır. Düşünün 1905 yılında Viyana Güzel Sanatlar Akademisine başvuran bir gencin başvurusu kabul edilseydi belki de dünya Adolf Hitler’i bir ressam olarak tanıyacaktı…




Farklılık ve farklı davranışlar düzensizliği üretirken, diğer yandan bu birimlerin ilişkili olmaları sistemi bir düzene sokar ve bu yolla düzensizlik ve düzen iç içe olur. “ Prof. Necmi GÜRSAKAL


Cemre






1.263 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
Unknown Track - Unknown Artist
00:00 / 00:00
bottom of page